BASINA VE KAMUOYUNA
Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak ülkemizde ve kentimizde yaşanan insan hakları ihlallerini kaygı ile izliyoruz.
2012 Türkiye’sinde insan haklarının, demokrasinin ve temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması bu haklarını kullanan kişiler hakkında soruşturmalar ve davalar açılması başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 19. maddesi, Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi ile Anayasanın 25 ve 26. maddeleriyle ulusal ve uluslararası düzeyde koruma altında olan düşünce ve düşündüklerini ifade etme ve yayma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir.
Komisyonumuza gelen başvurulara göre;
14.10.2011 tarihinde yapılan “Kamu Görevlileri Sendikaları Ve Toplu Sözleşme Kanunu”nda yapılacak değişiklikleri eleştirmek için yapılan basın açıklaması sonrasında 44 kişi hakkında 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek suçlaması ile kamu davası açılmıştır.
19.02.2012 tarihinde yapılan SGK İl Müdürlüğü önünde sağlık sistemini eleştirmek için yapılan basın açıklaması sonrasında 17 kişi hakkında hakaretten kamu davası açılmıştır.
30.03.2012 tarihinde yapılan eğitim sisteminde yapılması planlanan 4+4+4 uygulamasını eleştirmek için yapılan basın açıklaması sonrasında 77 kişi hakkında 2911 sayılı yasaya muhalefet etmek suçlaması ile kamu davası açılmıştır. Söz konusu dava açılmadan önce sanıkların ifadesi dahi alınmamıştır.
30.05.2012 tarihinde Kürtaj Hakkıyla ilgili yapılan basın açıklaması sonrasında 55 kişi hakkında savcılık soruşturması açılmıştır.
31.05.2012 tarihinde 2010 yılında kolluğun biber gazlı müdahalesi sonrasında yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin LOKUMCU’yu anmak için yapılan basın açıklaması sonrasında 74 kişi hakkında savcılık soruşturması açılmıştır.
15.07.2012 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kentimize gelmesi nedeni ile alınan olağanüstü güvenlik önlemleri sonucunda 2 kişi ifade özgürlüğünü kullanmak isterken, 6 kişi ise başbakanı dinlemeye gitmek isterken kolluğun aşırı güç kullanması sonrasında gözaltına alınmıştır.
Yukarıda yer alan bu dava ve soruşturmalara uğrayan kişiler sendika, meslek odası, siyasi parti, dernek üyesi ve yöneticileridir. Eleştiri haklarını kullanmak ve demokratik tepkilerini vermek isteyen kişiler hakkında başlatılan hukuki süreçler toplumda demokrasinin yerleşmesinin önünde engel olacaktır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin birçok kararı düşünce özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını amaçlamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Handyside kararında belirttiği gibi, düşünce ve ifade özgürlüğü sadece “hoşa giden” düşünceler için değil “Devleti veya toplumun herhangi bir kesimini inciten, şoke eden ya da rahatsız eden” görüşler için dahi geçerlidir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunun 76. maddesine göre barolar; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ, İNSAN HAKLARINI SAVUNMAK VE KORUMAKLA görevlendirilmiştir. Bu görev ve sorumlulukla Eskişehir Barosu İnsan Hakları Komisyonu olarak tarafımıza yapılan başvurular ışığında yukarıda yer alan davaları gözlemci sıfatı ile takip edeceğimizi kamuoyuna duyururuz.20.07.2012
ESKİŞEHİR BAROSU
İNSAN HAKLARI KOMİSYONU BAŞKANI
AV.DERYA YOSUNÇIĞIR EREN
